Yıldızların yaşantımıza etkisi
credit: Pixabay
Günümüzde yıldızların yaşantımızı etkilediği bilinmektedir. Özellikle de son zamanlarda çok popüler olan astroloji bilimi hala sırrını korumaktadır. Bazılarına göre hiçbir bilimsel yönü yoktur, bazılarına göre ise bir bilim dalıdır.
Aslın anlamına bakacak olursak, Astroloji, göksel cisimlerin ve astronomik fenomenlerin, insan karakteri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğu önermesini konu alan, bilimsel gerçekliğe sahip olmayan sözdebilimdir.
Bu kelime Yunanca’dan gelmiştir. Yunanca yıldız anlamına gelen 'astro' ve bilgi anlamına gelen 'logos' kelimelerinden türemiştir. Astroloji size gelecekte ne gibi etkiler içerisinde kendinizi hissedebileceğinizden sizi haberdar edebileceğini iddia eder. Eskiden astrologlar gök günlüğü adı verilen ve gökyüzü konumunun gün, ay ve yıl olarak gösteren bir kitap ve ev tabloları kullanarak Yıldız Haritası grafiğini çıkartırlardı.
Yıldız biliminin tarihçesi
Gök olaylarına bakarak kehanetlerde bulunmak, özellikle de felaketleri kestirmek oldukça sık görülür. Ayrıca, tarihte pek çok toplumda gözlenmiştir. Bunun ilk yazılı örneği Mezopotamya’daki Asur ve Babil uygarlıklarında vardır.
Günümüzde ise Batı’da var olan astroloji sisteminin kökeni Eski Yunan’dan gelmektedir. Büyük İskender dönemine kadar, Eski Yunan’daki gökyüzü incelemeleri yeryüzünde olan olayların açıklamasını ve kehanetleri içermezdi. Gelecekle ilgili tahminler, gökyüzü cisimlerinin hava durumunu etkiliyor olduğu görüşünden ibaretti. Bu dönemden sonra Mezopotamya uygarlıklarının etkisi ile Eski Yunan’da astronominin yanı sıra astroloji de boy göstermeye ballamıştır.
Diğer yandan, yıldızların sadece genel ve toplumsal olayların dışında kişilerin ve bireylerin de hayatlarında söz sahibi olduğu bilinmektedir. Bundan çok uzun zaman önce, erkeklerle kadınlar geceleyin yıldızlı gökyüzüne baktılar ve bu yıldızların ne olduğunu, yaşamları üstünde ne etkiler yaptığını merak ettiler. Başlangıçtaki bu ilk sorulardan astroloji doğdu. Hiç kimse, astrolojinin yazı öncesi geleneğinin ne kadar eski olduğunu tam olarak bilmiyor. Yazılı tarihte ilk ortaya çıkışı ise MÖ 2500 yılında, gezegenlerin insanın kaderini etkileyen güçlü tanrılar olduğuna inanılan Mezopotamya’da olmuştur. Bu ilk astrologlar gökyüzünü dikkatle izlemeye ve onun geceleri parıltılı, muhteşem sessizliğinde gördüklerinin düzenli kayıtlarını tutmaya başladılar. Astroloji danışmanları Kraliyet ailesine devlet yönetimi konusunda akıl verirlerdi ve Mezopotamya tarihinin erken dönemlerinde astroloji “kraliyet sanatı” olarak düşünülürdü.
Mezopotamya gökbilimcileri göklerin işleyişini açıklamak için yeni geometri bilimini kullanmaya başladıkları sıralarda, eski Yunanlar, zaten tanrılarının geniş panteonuyla övünmekteydiler. Yunanlar, Mezopotamya’nın astrolojik kehanet biçimini kendi mitolojileri ve yeni geometri bilimiyle birleştirip zodyaka dayananan kişisel bir astroloji geliştirdiler. Yunanca “zodiakos kyklos” ya da “hayvanlar dairesi” anlamına gelen bu kuşak, güneşin bir yıl boyunca gökyüzünde izlediği eliptik yörüngesinin her iki yanında dokuz derece uzanır. Zodyak -Koç, Boğa, Yengeç- gibi her biri bir hayvan tarafından simgelenen ve yılın belirleyen on iki parçaya bölündü. Böylece Yunanlar astrolojiyi göklerinin yaşamlarındaki etkilerini merak eden bireylere danışmanlıkta kullanarak yıldız falını ortaya çıkardılar.
Ancak, astroloji bir yolunu bulup genel olarak Hıristiyan öğretisinin içine sızdı ve gelişmeye devam etti.
Yıldız haritası nedir?
Yıldız Haritası günümüzde yaygın olarak kabul edilen Batı astrolojisinde İlkbahar Ekinoksu (Nevruz) esas alınarak çıkartılır. Çıkartılan bu haritanın takımyıldızlarıyla bir alakası bulunmamaktadır. 0 Derece Koç burcu ilkbahar ekinoksunun başladığı noktadır. İlkbahar ve sonbahar ekinokslarında günler eşitlenir (12 saat gündüz, 12 saat gece). Bu nokta esas alındıktan sonra 360 Derece 12 eşit parçaya bölünerek burçlar kuşağı ortaya çıkartılır.
Batı Astrolojisi denince aklımıza ne gelmeli?
Elbette, her konuda olduğu gibi hem Batı, hem Doğu astrolojisinden bahsetmek mümkün. Herkes yıldızlara farklı bakmıştır ve bunun sonunda da birçok farklı yorum ortaya çıkmıştır. Örneğin, Batı astrolojisinin takımyıldızlarıyla bir alakası yoktur. Fakat, Hint Astrolojisi’nin vardır. Hint Astrolojisi takımyıldızlarını esas alır. Lakin Karakter Analizi yapılırken görülen tutarsızlık nedeniyle Batı’da (Hıristiyan dünyasında) bu astroloji kabul görmemiştir. Hint astrolojisiyle Batı Astrolojisi arasında yaklaşık 23,5 derecelik bir kayma vardır. Mesela 31 Mart ta doğan birisinin Güneşi (kişinin burcu olarak bildiği şey aslında Güneş burcudur) yaklaşık 10 derece Koç burcunda çıkarken, Hint astrolojisinde bu yaklaşık 23,5 derece geri kaydırıldığında Koç burcu olan kişi Balık burcu olmuş olur ki, bu Batı astrologları tarafından tutarlı görülmemiştir.
Esasında Batı (Hıristiyan) Astrolojisi temelini Arap Astrolojisi’nden alır. Göksel konumun matematiğini ilk geliştirenler Müslüman Araplar olmuştur. Trigonometri batı dünyasına Arap alimlerinden geçmiştir. Günümüzde kullanılan Uzay matematiğinin en önemli temel taşları Müslüman alimler tarafından keşfedilmiş, daha sonra bu bilgileri Hıristiyan’lar alıp geliştirmişlerdir.
Yıldız Haritası Batı astrolojisinde ilkbahar Ekinoksunun başladığı nokta olan, sıfır derece Koç Burcu alınarak düzenlenmiştir. Buna bağlı olarak 360 Derecelik dairenin her burç için 30 Derece alınarak 12 ye bölünmesiyle 12 Burç buradan çıkartılmış olur. Çıkan bu 12 Burcun takımyıldızlarıyla bir alakası yoktur. Takımyıldızları Hint Astrolojisinde kullanılır.Batı Astrolojisiyle Vedik Astroloji arasında günümüzde yaklaşık 23,5 derece kayma vardır. Bu kaymaya Ayanamsa denir.
Zodyak, ekliptiğin iki yanında, aşağı yukarı 18 derece genişliğinde, içinde Güneş’in ve gezegenlerin döndüğü bir gök kubbe kuşağıdır. Ekliptik, dünyamızdan bakan birinin gözüktüğü şekliyle Güneş’in Yeryüzü çevresinde bir yılda çizdiği görünür yörüngesidir.
Ekliptik düzlemi, günümüzde, gök ekvatoruna göre yaklaşık 23,5 derece eğilimli durumdadır ve onu, adları ekinoks olan iki noktadan keser; ilkbahar ekinoksu ya ya da “Koç’un ilk noktası” (ilkbahar noktası) ve sonbahar ekinoksu.
Ekliptik üzerindeki yıllık dolanımı sırasında Güneş, günde yaklaşık bir derece ilerleyerek (yılda 360 Derece) Zodyağın 12 Burcundan geçer. Oysa çok iyi bilinmektedir ki Güneş’in Zodyağın 12 burcu çevresindeki görünür hareketini yaratan, gerçekte Dünya’nın Güneş çevresindeki dönüşüdür.
Şu halde, astrolojik zodyak burcu, dünyadaki konumumuza göre Güneş’in mevsimlik durumunun belirtilmesidir.
Peki ya kehanetler?
Günümüzde astrologlar, Güneş’in, Ay’ın ve gezegenlerin insanın yaşamı üzerinde etkileri olduğunu ve buradan hareketle bir kişinin geleceğinin kestirilebileceğini öne sürerler. Bazı dergi ve gazetelerde, aynı burçta doğan herkes için ortak kehanetlerde bulunan yıldız falları yayımlanır.
Babilliler İÖ 6. yüzyılda gezegenlerin gökyüzündeki hareketini gösteren haritalar yaptılar. Böylece Güneş ve Ay tutulmasının ne zaman olacağını önceden kestirebiliyorlardı. Astroloji Babil’den Eski Yunanistan’a, oradan da Mısır’a ve Hindistan’a geçti. Daha sonra bütün Asya ve Avrupa’ya yayıldı. İS 1066’da gökyüzünde parlak bir kuyrukluyıldız görünmüş ve bu alışılmadık olay insanları çok korkutmuştu. Bunu yorumlayan astrologlar yakın gelecekte bir kralın öleceğini ve çok önemli olayların yaşanacağını söylediler. Gerçekten de birkaç ay sonra, Hastings Savaşı’nda İngiltere Kralı Harold öldürülünce pek çok kişi bu kehanetin doğru olduğuna inandı. Oysa bugün Halley olarak adlandırılan bu kuyrukluyıldızın her 76 yılda bir Dünya çevresindeki yörüngesinden geçtiğini biliyoruz. Fakat, bu anlamlı rastlantıya Carl Gustav Jung senkronizasyon teorisine göre anlamlı rastlantılar adını vermektedir.
Yıldız kehanetlerinin ardındaki tarih
Çok Tanrılı dinlerde (paganizm) Dolunay için şölenler yapılırdı. Birçok Pagan (hem çok tanrılı dinden olan ve çok Tanrıya inanan ama tek tanrıya esas alan Din – Pagan bu dinin mesubu insan) Ayın dört Fazında özel merasim yapardı. Halen bu Dine inanan pek çok insan Dünyanın pek çok ülkesinde Yeni Ay’ı, Dolunay’ı ve diğer iki çeyreğini ( yani ilk dörttebir ve son dörttebir – ilk çeyrek ve son çeyrek ) kutlanmakta, şölenler düzenlemektedir.
İslamiyet öncesi Araplar, Kabe’de 360 Put bulunduruyordu. 360 Put Dairenin 360° Derecesine Denk düşmekteydi. 360 Put’tan bir tanesi hepsine hakimdi. Bu Tanrının ismi Hubal’dı. Hubal Kureyşlilerde Ay Tanrısıydı. Ve Hubal’ın 3 Gelini vardı.
Peki ay bize neleri ifade eder: Ay, aslında nefis, iç güdü, anne, bilinçaltı, bellek ile alakalıdır. Ay Dünyanın Tek uydusudur. Ay Bilinçaltını yönetir. Ayın sembolü Uydu alıcısı gibi Hilal sembolüdür. İçine almayı gösterir. Nasıl ki, Uydu anteni alır ve iletirse. Ay’da alır ve iletir. Ama Ay’ın yüzleri değişir, tıpkı bizim de duygularımızın sabit kalmadığı gibi, her gün başka bir duygu halinde olmamız gibi. Ay bundan dolayı Astrolojide Duyguları ve bilinçaltını gösterir. Astrolojide günlük yorumlarda ise ay hangi burçtaysa buna göre bir yorum yapılır. O gün o burcun özelliğinde geçer ama ay boşlukta ise o gün için dikkat edin derler astrologlar. Bunu aynıca zamanda, Freud’un id-ego ve superego tezinde id bağlamında değerlendirmek mümkündür. Ay, bizim gizli kalmış gerçeklerimizin ta kendisidir. Diğer yandan, keşfedilmeyi bekler. Bir gün birisi gelecek ve Ay’ı keşfedecektir tıpkı bizim de gizli kalan yanlarımızın keşfedileceği gibi.
Diğer yandan, Güneş ise ruh ve öz benliği gösterir. Güneş sistemindeki tek yıldızdır. Güneş bilinçlilik demektir. Güneş Anı yönetir. Yaradılışın başını ve özünü dairenin içindeki nokta sembolü gösterir. Bu da ego olarak yorumlanabilir. Bu bağlamda da önemli olan kişinin benliği ve aslında ne olduğudur. Kişi benliğini gösterdiği kadar var olur. Benlik ise her zaman dışarıya kendini göstermek isteyen ama bir o kadar da korumacı bir doğası olan egonun bir parçasıdır. Bu nedenle, önemli olan şey kişinin güneş alanında var olan en önemli şeylerin olduğuna bakmaktır. Eğer, bilimsel olarak güneşin de çok büyük bir yıldız olduğunu biliyorsak, o zaman hepimizin güneşi elbette öncelikle kendimizi ortaya koyduğumuz alandır. Bu şekilde belki de yıldızların bize kendimizi kanıtlama konusunda yardımcı olduğu