NASA bir kara deliğin yıldızı parçalamasını görüntüledi

Earth moon ebi/science pathways/550 x 180/moon00051/8/5/2011/cmm

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) dünyadan 375 milyon ışık yılı uzaktaki dev bir kara deliğin bir yıldızı parçalamasını görüntüledi. Son derece nadir meydana gelen ve 'gelgitsel bozulma' olarak adlandırılan olay ajansın dış uzayı incelemek için kullandığı TESS isimli teleskobuyla tespit edildi.

NASA tarafından yayınlanan görüntüde Güneş’e benzeyen bir yıldızın kendisinden 6 milyon kat daha büyük bir kara deliğin kütlesel çekimine kapılması görülüyor.

Gök bilimcilerin başından sonuna kadar kaydetmeyi başardığı yıldız patlaması Samanyolu büyüklüğündeki bir galakside 10 bin ila 100 bin yılda bir meydana geliyor.

Astrophysical Journal’da yayınalanan makalenin baş araştırmacısı olan Carnegie Bilim Enstitüsü’nden Thomas Holoien “Bu keşif hem iyi hazırlık hem de şansımızın yaver gitmesi sonucu yapıldı ve bazen bilimde ilerlemek için bu gibi şeylere ihtiyaç oluyor.” sözlerini kullandı. Holoien “Bu gelgitsel bozulmayı çok hızlı bir şekilde tespit edebildiğimiz için olayın ilk günlerinde dahi çok dalga boylu incelemelerimizi bu noktaya odaklayabildik. Elde ettiğimiz öncül veriler bu patlamaların fiziğini modellememizde çok yardımcı olacak.” şeklinde devam etti.

Araştırma ekibi Morötesi verileri kullanarak bu olay esnasında sıcaklığın yaklaşık yarı yarıya yani 40 bin dereceden 20 bin dereceye düştüğünü tespit etti.

Kara delikler genellikle Samanyolu Galaksisi gibi büyük galaksilerin çoğunun merkezinde yer alıyor.

Yıldızlar parçalanıyor

Kara deliğin yıldızı parçaladığı sırada açığa çıkan ışık salınımları ve spiralin dışına ittiği materyaller gök bilimcilerin karadeliklerin davranışlarını daha fazla anlamasına yardımcı olacak.

Kütlesel çekimin hareket halindeki ışık üzerinde etkileri Albert Einstein’dan bu yana bilim dünyasının en çok merak ettiği konuların başında geliyor.

Astronomi dünyasını son yıllarda en fazla heyecanlandıran ve gizemini koruyan konulardan biri olan hızlı radyo dalgası patlamalarının sebebi yakın zamanda açıklığa kavuşabilir.

Dev teleskoplar tarafından göz kırpma süresinden daha kısa bir zaman aralığında tespit edilen bu dalgaların kaynağı bu kısa sürede tüm dünyaya 300 yıl boyunca yetecek enerjiyi açığa çıkarabiliyor.

Yeni bir gizem çözülüyor

Geçtiğimiz ay, 60 civarında bilim adamının tespit ettiği 8 yeni patlama merak edilen soruların cevabını bulmakta yardımcı olabilir. Keşif Kanada Hidrojen Yoğunluğu Tespit Deneyi, kısa adıyla CHIME olarak bilinen teleskop tarafından yapıldı. Bir futbol sahası büyüklüğündeki bu radyo teleskopu geleneksel teleskoplardan farklı olarak içbükey eğimli dört metal silindirden oluşuyor. Şu anda bu gizemli dalgaları takip eden ana teleskop CHIME olsa da ilk defa 2007 yılında West Wirgina Üniversitesi araştırmacılarından Duncan Lorimer tarafından Avustralya’da Parkes kasabası yakınlarındaki bir radyo teleskobunun kaydettiği verileri incelerken fark edildi.

Bir radyo vericisinin kısa devre yaparak yaydığı anlık patlamalara benzeyen dalgalardan daha sonra onlarcası daha tespit edildi. Fakat bu patlamaların bir defalık olması ve tekrar etmemesi kaynaklarını tespitini neredeyse imkansız hale getiriyordu.

Fakat 2012 yılında Porto Riko’daki Arecibo radyo teleskobu bir kaç haftada bir tekrar eden radyo patlamaları tespit etti. Daha sonra birden fazla teleskobun tek bir noktaya odaklanması ile oluşturulan teleskop dizisi sayesinde bu patlamaların 3 milyar ışık yılı uzaklıktaki henüz tanımlanmayan bir galaksiden geldiği keşfedildi.

Radyo dalgasının bu kadar uzaktan gelmesi kaynağındaki enerjinin devasa boyutlarda olduğunu gösteriyor ve süresinin de saniyenin binde birinden daha kısa olması ise kaynağın boyutunun çok da büyük olmadığı anlamına geliyor. Yani bilim adamları kaynağın sıradan bir yıldızdan çok daha küçük olduğunu düşünüyor. Bunun da çekirdek enerjisini tüketmiş bir yıldız kalıntısı ya da başka cisimleri yutan ve bir çarpışmayı sürdüren kara delik olabileceği ihtimali üzerinde duruyorlar.

Fakat kara delik çarpışması, bazı radyo dalgası patlamalarına sebep olabilse de tekrar etmelerini açıklamakta yetersiz kalıyor.

CHIME tarafından toplanan bu tekrar eden veriler ise bilim adamlarının kısa süre içerisinde daha net cevaplar bulabileceği sinyalini veriyor.