NASA, 10 Yıl İçerisinde Gelecek Olan Bir Asteroid İçin Hazırlanıyor

25 Aug 2019

Von Braun Spaceport

Astronomlar arasında fikir ayrılığı oluşturmuş, kimilerinin felaket olarak baktığı, kimilerininse bir fırsat olarak gördüğü 99942 Apophis asteroidi için çalışmalara başlandı. 2029 yılında Dünya'ya fazlasıyla yakın bir şekilde geçmesi beklenen asteroid, farklı iddiaları da ortaya çıkarttı.

NASA, ‘Kaos Tanrısı’ olarak isimlendirdiği 99942 Apophis asteroidi için hazırlıklara başlamış durumda. 340 metre çapındaki asteroidin Dünya’dan yalnızca 30 bin 577 kilometre uzaklıktan geçeceği düşünülüyor. Asteroidin geçmesiyle birlikte sonuçların da yıkıcı olabileceği ifade ediliyor.

Asteroid’in Dünya üzerinde bulunan iletişim ve hava durumu uydularından daha yakın bir mesafeden geçeceği biliniyor. Saatte 40 bin kilometreyle hareket edecek olan asteroidin rotasındaki minimal bir değişikliğin bile Dünya için son derece korkunç olacağı da bildiriliyor.

Aphosis’in boyutları ve Dünya’nın yanından geçerkenki mesafesi göz önünde bulundurulduğu zaman asteroidin potansiyel olarak zehirli olduğu da belirtildi. NASA’da bulunan bilim insanları, 2029 yılında gezegenimizin yanından geçecek olan asteroid ile birlikte asteroidin yörüngesinin değişebileceğinin, bunun sonucunda korkunç kayaların gezegenimize çarpabileceğinin de farkında.

Ay kadar geniş bir asteroit

2029 yılında muazzam bir hızla hareket edecek olan asteroid, Ay’ın genişliği kadar olan bir yolu yalnızca bir dakikada alacak ve gökyüzündeki yıldızlar kadar parlak bir şekilde görünecek.

Bazı araştırmacılara göre asteroidin Dünya’ya çarpma olasılığı 100 binde 1 olduğu için korkulacak bir nokta bulunmuyor. NASA’daki bazı araştırmacılar da asteroidin Dünya’ya bu kadar yakın geçmesinin çalışmalar için ciddi bir önemi olduğunu düşünüyor. Benzer asteroidler için ciddi araştırma imkanları doğurabilecek olan bu asteroid, kimileri için kötü görülürken kimileri için de bir fırsat olarak adlandırılıyor.

Bilim insanları, asteroidin geçeceği zamanın yanı sıra asteroidin rotasını da belirlemiş durumda. Öncelikle güney yarımkürede çıplak gözle görülebilecek olan asteroid, Hint Okyanusu üzerinden ABD’ye doğru ilerleyecek.

Asteroitler nedir?

Diğer gezegenlere oranla küçük kütle ve hacme sahip oldukları için gezegenimsi olarakta adlandırılırlar. Asteroitlerin yörüngeleri diğer büyük gezegenler gibi Güneş sisteminde yer alır ve Mars ile Jüpiter arasında bulunurlar. Sayıları oldukça fazladır, bu sebeple kimi zaman Dünya için tehlike oluşturabilirler. Elde edilen en son bilgi Güneş sisteminde yer alan Asteroitlerin 40.500 civarında olduğu yönündedir.

Mars ve Jüpiter’in yörüngeleri arasında 480.000.000 km gibi bir mesafe vardır. Dolayısıyla her iki gezegenin ve sahip oldukları uyduların çekim kuvvetleri oldukça güçlüdür. Asteroitlerin büyüklükleri incelendiğinde Pallas ve Vesta adlı gezegenimsilerin çapları 480 km’den büyüktür ancak asteroyit kümeleri arasında yer alan en büyük gökcismi Ceres’tir. Bunların dışında kuşağın dördüncü en büyük gökcismi ise 10 Hygiea’dır. Çapı neredeyse 500 km’ye yakındır. Kütlesi de içinde bulunduğu asteroit kuşağının % 3 kadardır.

Asteroitler genelde bir ana küme halinde bulunurlar ancak bazen bulundukları yörüngeden çıkmak zorunda kalabilirler çünkü Jüpiter’in genel çekimi nedeniyle yörünge değiştirmek zorunda kalırlar. Asteroit yörünge değiştirirken kuşakta boşluklar meydana gelir işte oluşan o boşluklara da Kirkwood Boşlukları adı verilir.

Asteroitlerin her zaman yörüngeleri aynı değildir bazılarının bulunduğu kümeye eğik olabilirken bazılarınınki de eşmerkezlidir. Bu gibi örnekler verildiğinde akıllara farklı bir ilerleme biçimi olan geri gitmek gibi bir akış biçimi gelsede bu yörünge biçimi şu ana kadar gerçekleşmemiştir. Asteroitler bazen içinde bulundukları ana kümeden ayrılabilirler ki bu durum bir çok kez gözlemlenmiştir. Mesela Eros adlı gök cismi 1931 ve 1975 yıllarında yer küreye 24 000 000 km yakından (uzaklıktan) geçmiştir. Hermes adlı gök cismi ise 1837 yılında daha yakından geçerek 776,000 km’ye kadar yaklaşmıştır. Asteroitler her ne kadar diğer gezegenlere göre küçük olsalarda bazen onların bile kendilerine ait uyduları olabilir dolayısıyla bunun gibi ve farklı özelliklere sahip gezegenimsiler bilim adamları tarafından olağandışı olarak nitelendirilmekte ve incelenmektedir.

Kaynak: Webtekno.com ve Bilgiustam.com