Kuyruklu yıldızlar gerçekten yıldız mı?
credit: ThePinsta
Haziran başından beri ABD Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) Hubble teleskobu ve gözlem evinin elde ettiği bilgilere göre açıklanan gök cismi Oumuamua’nun sırrı sonunda çözüldü. Buna göre bu cismin bir kuyruklu yıldız olduğu ortaya çıktı. Peki, nedir kuyruklu yıldızlar ve normal yıldızlardan farkı nedir?
Kuyruklu yıldızların gizemi
Bir kuyruklu yıldız olduğu ortaya çıkan Oumuamua Haziran ayının başından bu yana saatte 114 bin kilometre hızla hareket ediyordu.
Kuyruklu yıldızların içlerindeki gazı kullanarak hızlı hareket ettikleri bilinmiyor. Yani onlar da tıpkı gök yüzünde sabit gördüğümüz yıldızlar gibi içlerinde enerji ve gaz içeren göz cisimleri ama onların içindeki gazlar ve bileşenler daha farklı olduğu için bu cisimleri hareket ettirebiliyor.
Bilgilere göre ilk kuyrukluyıldıza dair bilgiler milattan önce 240 yılına dayanıyor. Bu yıllarda ilk keşfedilen kuyruklu yıldız ise Halley Kuyruklu yıldızdır sonrasında da uzun bir süre hayatımızda sadece Halley Kuyruklu yıldızını duyuyoruz. Oysa ki bu sadece bilinen en ünlüsü. Bunun dışında binlerce kuyruklu yıldız var ve aslında bu cisimler sanılanın tam tersine yıldız değil. Onlar, kar, buz ve kayadan oluşuyor ve evrende dolaşıyorlar ve sadece güneş sistemi kalıntıları. Ama çapları ve genişlikleri birkaç bin km’ye kadar ulaşabildikleri için ve güneşe yakın geçtikleri için parlayarak görülüyorlar. Diğer yandan, kuyruklu yıldızlar Kirli kartopu ya da buzlu çamur topu gibi isimlerle de biliniyor.
Aslında her yıl milyonlarca kuyruklu yıldız ortaya çıkıyor ama bizler hepsini göremiyoruz. Edinilen bilgilere göre 1995 yılında 1024 kuyruklu yıldız yörünge girmiş. Bundan sonra ise kuyruk yıldızlara olan ilgi artmış ama hala birçok şey bilinmiyor. Örneğin, daha öncelerinde kuyruklu yıldızın içindeki su oranının dünya ile aynı olduğu düşünülüyordu ama artık bunun gerçek olmadığı ortaya çıktı. Her yıl bu konuyla ilgili daha çok bilgi ediniliyor.
Diğer bilinen bir gerçek ise, bizlerin kuyruklu yıldızlar Güneş’e yaklaşmadıkları sürece çıplak gözle onları göremeyeceğimizdir. Ama çarpışma olursa Güneş Sistemi içine giren kuyruklu yıldızları görebiliriz. Kısacası güneş sistemine girmeleri gerekiyor. Böylece bizim de yörüngemize girmiş oluyorlar. Bizlerin dümyadan en son görebildiği (çıplak gözle görebildiğimiz) kuyruklu yıldız ise İkeya Seki adlı kuyruklu yıldızdı. İkea Seki’yi 2002 yılında görebilmiştik.
Nasıl oluşuyorlar?
Bu çizimler aslında astroid kuşağından, Kuiper kuşağından veya Oort bulutundan geliyorlar. Diğer yandan, güneşin çekiminden etkilenerek hızla hareket edebiliyorlar ve bu nedenle de arkalarında uzun kuyruklar varmış gibi bir görüntü oluşuyor. Kısacası aslında arkalarındaki kuyruk sadece görsellik olarak bizi neşelendiriyor. Oysa ki kuyrukları yok. Ama elbette insanoğlunun gizem arayışını nedeniyle bu çizimlere ilgi her zaman büyük olmuştur.
Bu çizimler dört ana bölgeden oluşuyor. Asıl bölgeye nükleus deniyor, arkasındaki toz bulutuna toz bölgesi, en son parlayan bölgeye iyon kuyruk ve koma bulutu bölgesinde içinde gazları ve enerjiyi bulunduran bölge olarak biliniyor.
Ayrıca, bu gök çizimleriyle ilgili de birçok bilinmeyen var. Örneğin, birçok kişi, Kuyruklu yıldızlar ilerlemesinin sonucunda arkalarında bıraktıkları tozların dünya ile kesiştikleri zaman gök taşı yağmuru meydana geldiğini pek fazla bilinmez.