NASA, 40 bin yılını Güneş’e ilerleyerek geçiren kuyruklu yıldız Leonard’ın görüntülerini yayınladı
Güneş’i gözlemleyen iki uzay aracı, en yakın geçişini 3 Ocak 2022'de gerçekleştirecek olan Leonard Kuyruklu Yıldızı’nın görüntülerinden oluşturduğu animasyonu yayınladı.
lk olarak Ocak 2021’de Arizona Üniversitesi’nde çalışmalarını yürüten Gregory J. Leonard tarafından keşfedilen kuyruklu yıldız, ‘Comet C/2021 A1’ olarak resmi kayıtlara geçti.
Leonard 13 Aralık’ta yaptığı basın açıklamasında, saniyede 44 mil (71 kilometre), hızla ilerleyen kuyruklu yıldızın bir daha görülmemek üzere başka bir galaksiye geçebileceğini ifade etmişti. Son 40 bin yılını Güneş’e doğru seyahat ederek geçiren kuyruklu yıldızı tespit eden ilk uzay aracı ise Güneş Karasal İlişkiler Gözlemevi-A (STEREO) SECCHI/HI-2 teleskobu ile kasım ayından bu yana gözlemleniyor.
STEREO’dan elde edilen görüntülerle oluşturulan animasyonda, Leonard Kuyruklu Yıldızı’nın Güneş’e yaklaştıkça kuyruğunun nasıl daha uzun ve parlak hale geldiğini yansıtıyor.
17 Aralık’ta çekilen ve Solar Orbiter Heliospheric Imager (SoloHI) tarafından hazırlanan videoda, Solar Orbiter kuyruklu yıldızın yandan görünümünü alırken, Venüs’ün soldan sağa hareket ettiği ve böylece kuyruğunun daha fazlasını ortaya çıkardığı görülebiliyor.
Kuyruklu yıldız, Güneş’in yakınından geçerken ısınarak gaz açığa çıkarmaya başlayan, buzlu, küçük Güneş Sistemi cisimlerine verilen ad.
NASA, kuyruklu yıldızın Güneş’le yakın karşılaşmasından sağ çıkarsa, bir daha geri dönmemek üzere Güneş Sistemi’nin dışına çıkacağını söylüyor ve bu tez, söz konusu kuyruklu yıldızı keşfeden Leonard’ın görüşünü destekliyor.
Yenilikler bizi bekliyor
Diğer yandan, NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu’nun; evrendeki ilk ışık, erken evrende galaksilerin oluşması, yıldızların doğuşu ve gezegenler tarihi olmak üzere temelde 4 ana konusu olacak.Gerekli teknik ayarlamaların ardından James Webb Uzay Teleskobu’nun da şimdiye kadar pek çok büyüleyici fotoğraflara erişmemizi sağlayan Hubble Uzay Teleskobu gibi harika fotoğraflar çekmesi bekleniyor.
Bu görev, Bing Bang’in bugünkü bildiğimiz şekliyle evreni başlatmasından sonra; evrenin ilk aşamalarının araştırılmasını ifade ediyor. Evren başlangıçta elektronlar, protonlar ve nötronlar gibi parçacıklarla doluydu. Evrende bu parçacıkların birleşmeye başlaması için gerekli ışık, parçacıkların soğumasıyla ortaya çıkıyordu. James Webb Uzay Teleskobu öncelikle ilk ışığın izini sürecek. Ayrıca ilk yıldızların oluşmasından sonraki “yeniden iyonlaşma çağını” inceleyecek.
Bugün gördüğümüz sarmal ve eliptik gökadalar milyarlarca yıl içinde yaşanan evrimleşmenin bir sonucu. Günümüzde, evrenin nasıl evrimleştiğine dair ipuçlarını görmek için yararlanılan en iyi yöntem ise galaksi incelemeleridir. James Webb Teleskobu, evrimi daha iyi anlayabilmek için en eski gökadaları inceleyecek.
Yıldızlar gaz bulutları içinde oluşur ve büyüdükçe radyasyon basıncının etkisiyle bu gazı bir nevi üflerler. Yeni uzay teleskobunun kızılötesi gözleri, bu kaynakları inceleyerek yıldızların ve gezegen sistemlerinin doğuşunu anlamaya çalışacak.
Gezegenlerin atmosferlerini ve oluşum koşullarını anlamak, bilim insanlarının belirli gezegenlerin yaşanabilir olup olmadığını daha iyi tahmin etmelerine yardımcı olabilir. NASA’nın gezegen arayan Kepler Uzay Teleskonu’nun da katkılarıyla son yıllarda çok fazla ötegezegen keşfedildi. James Webb Uzay Teleskobu’nun güçlü sensörleri bu gezegenleri (atmosferlerini görüntüleme de dahil olmak üzere) derinlemesine inceleyebilecek.