NASA: Bugüne kadar keşfedilen en uzak gök cismi Arrokoth’ta tahmin edilenin aksine su yok

Geçen senenin ocak ayında New Horizons isimli uzay aracı tarafından keşfedilen ve şekli itibariyle kardan adama benzetilen gök cismi, Plüton’un ötesindeki evrenin sırlarını açığa çıkarmayı sürdürüyor.

Fakat “Yeni Ufuklar” anlamına gelen NASA’nın New Horizons isimli uzay aracının ‘kardan adam’ ile ilgili dünyaya gönderdiği bilgilerin yaklaşık 6 milyar kilometre uzaktan geliyor olması, süreci ‘sancılı’ hale getiriyor.

rizona’daki Lowell Gözlemevi’nden Will Grundy konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Kardan adam şeklindeki nesneyle karşılaşmasından bir yıldan fazla bir süre sonra dahi yeni ufuklar uzay aracı veri göndermeye devam ediyor. Ancak çok uzaklardan gelen verilerin hızı çok düşük” diyor.

Verilerin hızı ne kadar düşük olsa da gök bilimciler incelemelerine devam ediyor.

Uzmanlar son yaptığı açıklamada, Arrokoth adı verilen bu bozulmamış, ilkel gök cisminde çok daha az kratere rastlandığını, yüzeyinin de nispeten pürüzsüz olduğunu bildirdi. Ayrıca, ‘kardan adam’ın bedeninde donmuş metan mevcut olsa da, henüz bir ucundan diğer ucuna 36 kilometre uzunluğunda olduğu öngörülen yüzeyde suya rastlanmadığı aktarıldı.

Güneş sistemi ve yıldızlar

Grundy, Güneş Sistemi’ndeki cisimlerin nasıl oluştuğuyla ilgili daha fazla bilgi vermesi beklenen gök cisminin renginin de çıplak gözle bakıldığında farklı olacağını söyledi. Grundy’ye göre, Arrokoth yakından daha az kırmızı, pekmez gibi kahverengi bir renkte görünecek. Uzmanlara göre kırmızımsı renk de organik moleküllerin bir göstergesi.Amerikan yerlilerinden Powhatan halkının dilinde “gökyüzü” anlamına gelen Arrokoth’un adını verdiği gök cismi ilk keşfedildiği zaman “Ultima Thule” olarak anılmaya başlanmıştı.

Fakat antik Yunan ve Romalıların dünyanın sınırlarının ötesinde en uzak yerleri tanımlamak için kullandıkları “Ultima Thule” ismi Nazilerle olan bağı nedeniyle tartışma yarattı.

Güneş Sistemi’nin en uç gezegeni Plüton’dan 1,6 milyar kilometre uzaklıkta yer alan Arrokoth’un, birbirlerinin etrafındaki yörüngeye kilitlenmiş ve milyar yıllar içinde yavaşça kaynaşarak tek bir beden haline gelen küçük gezegenler olduğu düşünülüyor.