NASA’dan ürkütücü video. Helix Nebulası’nın sesi kaydedildi

10 Oct 2022

Gamma Ray

NASA ve ESA'nın ortak çalışmaları sonucu kayda alının Helix Nebulası’nın sesinin yer aldığı video ürpertici sesler içeriyor.

NASA Hubble Uzay Teleskobu resmi hesabından paylaşılan videoda Dünya’dan tam 655 ışık yılı uzaklıkta bulunan Helix Nebulası’nın görüntüsünün sese dönüştürülmüş halini paylaştı.

Görüntüyü tarayıp renklerine göre sese dönüştürülerek ortaya çıkarılan videoda kırmızı ışık daha düşük, mavi ışık ise daha yüksek atışlara göre haritalandırıldı. Işığın frekanslarının kırmızıdan maviye doğru yükseldikçe, sesin frekansı da o doğrultuda arttığı videoda ortaya çıkan videoda herkesi şaşkınlığa uğratan ve ürpertici bir ses ortaya çıktı.

HELIX NEBULASI (HELIS BULUTSUSU)

Helis Bulutsusu (diğer adlarıyla Helix Bulutsusu, NGC 7293 veya Caldwell 63), Kova takımyıldızı yönünde bulunan oldukça büyük bir gezegenimsi bulutsu. Karl Ludwig Harding tarafından muhtemelen 1824’ten önce keşfedilmiştir. Bu bulutsu, parlak gezegenimsi bulutsular içinde Dünya’ya en yakın olanıdır. Uzaklığı yaklaşık olarak 215 parsek yani 700 ışık yılıdır. Görünüşte Halka bulutsusu’na, boyutu, yaşı ve fiziksel özellikleri nedeniyle de Halter bulutsusu’na benzemektedir. Helis, 2003’ten bu yana internette sıklıkla “Tanrı’nın gözü” olarak anılır. Ünlü TV dizisi Battlestar Galactica’nın 15 Aralık 2006 tarihinde yayınlanan The Eye of Jupiter bölümünde Helis bulutsusuna muhtemelen bir gönderme vardır.

Helis Bulutsusu, bir yıldızın evriminin son aşamasındaki ‘gezegenimsi’ oluşumun tipik bir örneğidir. Yıldızın çevresindeki gazlar bizim bulunduğumuz noktadan alttaki bir helezon yapısına bakıyormuşuz gibi görünür. Bulutsunun merkezindeki yıldız, 30.000 yıl önce dış katmanlarını uzaya salmış olan çok sıcak (110.000 derece) bir beyaz cücedir. Merkezi yıldızda gözlenen kırmızılığı öylesine enerjiktir ki çevresindeki gazları bir floresans gibi aydınlatır. Helis Bulutsusu’nun iç kenarlarından alınan yakın çekim görüntüler, kökeni henüz bilinmeyen karmaşık gaz düğümlerini gözler önüne sermektedir.

NASA’nın Spitzer Kızılötesi Teleskobu, bulutsu’nun merkezinde, olası kuyrukluyıldız çekirdekleri gibi katı cisimlerin çarpışmasından oluşan tozlu bir disk belirlemiştir. Merkezdeki yıldızın uzaya püsküren dış katmanlarının çevredeki tozu süpürmüş olması gerekirdi. Ancak Spitzer teleskopu, yıldızdan 35-150 Astronomik birim uzaklıkta bir disk oluşturan yoğun tozun varlığını belirlemiştir (Soldaki resmin merkezindeki kırmızı daire, çok küçük olduğu için net görüntülenemeyen diskin oluşturduğu parlama). Astronomlar bu tozun, bizim Güneş Sistemimizin dış sınırlarındaki Kuiper kuşağı’ndakiler gibi katı cisimlerin çarpışmasının kalıntısı olduğu görüşündeler. Eğer şimdi beyaz cüce olan orijinal yıldızın çevresinde bir zamanlar büyük kütleli gezegenler dolaşıyorduysa, yıldızın dış katmanlarını uzaya salarak kütle kaybetmesi nedeniyle yörüngelerinin karmaşaya kapılması, bunun da Helis’deki Kuiper Kuşağı benzerini karıştırmış olması ve nisbî çok sayıda çarpışmaya yol açmış olması olasılık olarak düşünülmektedir. Ayrıca, hareketlendirilen enkazın bir kısmının beyaz cüce üzerine düşmüş olması gerekir. Bu da şimdiye kadar tam anlaşılamayan bir olguya; beyaz cücenin yaydığı olağandışı ölçekte X-ışınlarına bir açıklama getirmektedir.