En yaşlı galaksiler yıldızlar arasında göz kırpıyor

15 Dec 2019

Voyager 2 und die Heliosphäre

MAMBO-9 olarak adlandırılan galaksinin, şu ana kadar teleskopla gözlemlenmiş en uzak galaksi olduğu tespit edildi. Bilim insanları, MAMBO-9’dan yayılan ışığın bize ulaşmasının yaklaşık 13 milyar yıl sürdüğünü keşfetti.

Keşfi yapılan bu devasa galaksi, yıldız oluşumu için gerekli olan bütün uygun koşullara sahip. Böylesine büyük galaksilerdeki yıldız oluşumlarının da Güneş’imiz den binlerce kat daha büyük olabildiği düşünülüyor. Oluşan yeni yıldız sayısı da bizim galaksimizdekinden oldukça fazla.

Keşfedilen bu yeni galaksi ile ilgili bilim insanlarını en çok şaşırtan şey ise galaksinin yaşı oldu. MAMBO-9 adlı galaksinin Büyük Patlama’dan yalnızca 970 milyon yıl sonra oluştuğu keşfedildi. Bu kısa süre de evrenin henüz bebeklik çağlarına denk geliyor.

Gök bilimciler, bu kadar eski galaksi oluşumlarını keşfedebileceklerini ön görememişlerdi. Ancak yapılan bu yeni keşifler ile birlikle bilim insanları evrene yeni bir pencereden bakmaya başladılar.

Keşfi yapılan böylesine yaşlı galaksilerdeki yıldızların; evrenin henüz bebeklik çağında oluşmaya başlamış olması, bu galaksilerin evrenin gelişiminde de büyük rol oynadıklarına işaret ediyor. Fakat galaksinin bu kadar uzakta yer alması ve yıldızlardan yayılan yıldız tozları nedeniyle bilim insanlarının derinlemesine araştırma yapması oldukça zor bir hal alıyor.

Galaksilerin yaşı nasıl sayılıyor?

Genel Görelilik Kuramı‘na göre uzay ve zaman bir bütündür ve kütleçekim kuvveti uzayzamanın dokusunu bozar. Buradan yola çıkarak Einstein da dahil olmak üzere bir grup biliminsanı kütleçekim kuvvetinin evreni nasıl etkilediğini anlamaya çalıştı.

Çıkarılması gereken en basit varsayım; evrenin içeriğini zayıf da olsa yeteri kadar görüntüleyebilirseniz, evren kabaca her yerde ve her yönde aynı görünür. Yani, evrendeki maddenin çok büyük ölçekler üzerinden ortalaması alındığında, evrenin homojen ve yönbağımsız (ing. isotropic) olduğu görülür.

Büyük Patlama’nın kalıntılarını gösteren Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işıması‘na bakıldığında da yukarıda bahsedilen kozmolojik ilkenin çalıştığı görülebilir. NASA’nın Wilkinson Mikrodalga Anizotropi Probu gibi araçları kullanarak gökbilimciler, kozmik mikrodalga arkaplan ışımasının hemen hemen her yerde aynı gibi göründüğünü buldular.