Yıldızların ötesine başka bir yaşam
credit: Pixabay
Şimdiye kadar yapılan çalışmalar sonucunda uzayda bizim dışımızda teknoloji ve yüksek bir medeniyet üretecek akıllı bir hayata rastlanamadı. Ama yine de dünya dışı yaşam var mı sorusunu cevaplayamıyoruz. Peki bakteriyel seviyede başka gezegenlerde hayat olabilir mi? Mars, Venüs, Jüpiter’in Europa, Satürn’ün Enceladus ve Titan uydularında kimi uygun ortamlar var.
Dünya dışında yaşam olup olmadığı sorusu, eski çağlardan beri insanların kafasını kurcalamıştır. Özellikle 19. yüzyılın sonuyla 20. yüzyılın başında astronom Percival Lowell’in Mars’ta kanallar tespit ettiği iddiası, Kızıl Gezegen’de hayat olduğuna dair işaret olarak algılanmış, ciddi tatışmalara yol açmıştı. Ancak daha sonra Mars’a uydularımızın gitmesinden sonra bu görüntünün optik bir yanılsama olduğu, Mars’ta akıllı yaşam olmadığı anlaşılmıştı. Tabii Güneş Sistemi’ndeki bütün gezegenlerin fotoğrafları gelip akıllı hayat izleri görülemeyince, akıllı hayat arayışı Güneş Sistemi’nin dışındaki öte gezegenler dediğimiz gezegenlere sıçradı. Peki, teknoloji ve yüksek bir medeniyet üretecek akıllı hayat Güneş Sistemi’nde olmasa da, bakteriyel seviyede dünya dışı bir hayat olamaz mı? Bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Bu yazımızda Güneş Sistemi’ndeki dünya dışı yaşam taşıyabilecek beş yere göz atacağız.
Jüpiter’in uydusu
Güneş Sistemi’nde dünya dışı yaşam için en uygun aday Jüpiter’in dört büyük uydusundan biri, Güneş Sistemi’nin de altıncı büyük uydusu olan Europa. Bu uydu Dünya’dan fazla su içeren yegâne gök cismi. Güneş’ten çok uzak olduğu için yüzey sıcaklığı çok düşük ve buzlarla kaplı. Europa’nın manyetik alanı üstünde yapılan çalışmalar, bu uydudaki buzun altında Jüpiter’in güçlü çekiminin yarattığı gel-gitlerin sonucunda 100 km’lik bir derinliği bulacak tuzlu sıvı su okyanuslarının olduğunu gösteriyor. Bu ortam ise Antarktika’da yaşam içeren buzul altı göllerle önemli ölçüde benzerlik gösteriyor. Dolayısıyla Europa’nın buzullarının altında pekala yaşam olabilir. Europa’ya benzer şekilde üstü buzlarla kaplı ve bunların altında sıvı su bulundurabilecek bir başka gök cismi de Satürn’ün altıncı büyük uydusu Enceladus. 2005’te Cassini uzay aracı, Enceladus’ta su buharı ve buz püsküren 101 gayzer keşfetti. Bu da uyduda yaşam olup olmadığı sorusuna yüzeye iniş yapmadan, bu gayzerleri uzay araçları ile inceleyerek cevap vermemize olanak sağlayabilir. Gayzerlerden çıkan sularda azot ve karbon içeren moleküller olması, bu uyduda bakteriyel yaşam olabileceği inancını güçlendiriyor.
Göller ve Titan
Güneş Sistemi’nde yaşam aramak için en ilginç yerlerden biri de Satürn’ün en büyük uydusu Titan. Çeşitli açılardan ilginç bir uydu Titan. Dünya haricinde yüzeyinde sıvı halde göller içeren Güneş Sistemi’ndeki tek gök cismi. Tabii Dünya’dan farklı olarak bu göller sıvı metan ve etandan oluşuyor. Yine Titan, ciddi bir atmosfere sahip olan tek uydu. Metan ve azottan oluşan bu atmosfer, Dünya’daki atmosferin 1.5 katı basınca sahip. Burada metan yağmurları yağıyor ve Dünya’da su nasıl üç halde de bulunuyorsa, metan da burada üç halde bulunabiliyor. Titan’da yaşamın ortaya nasıl çıkabileceği ile ilgili çok sayıda farklı teori var. Bazıları burada Dünya’da izine rastlanmayan metan bazlı bir hayat olabileceğini düşünüyor. Diğer bir iddia da Dünya’da Trinidad ve Tobagoda’ki asfalttan oluşan bir göl olan Pitch Gölü’nde, bu asfalt içinde yer alan su damlacıklarında keşfedilen yaşama benzer bir yaşamın Titan’da olabileceği. Diğer bir deyişle bu metan göllerinin içinde bakterilerin yaşayabileceği su damlacıkları olabileceğini düşünenler var. Elbette bu, sadece bir teori; ama Dünya’da benzer yaşam formlarının olması bu teorinin mümkün olduğuna işaret ediyor. Titan’ın zengin çevre koşulları, yaşamın ihtiyaç duyduğu karmaşık molekülleri oluşturmuş olabilir. Mars, dünya dışı yaşam arayışında eskisi kadar popüler değil. Ancak hâlâ orada yaşam olabileceğini düşünenler var. Mars’ın kutuplarında buz olduğu ve toprağının kütle olarak yüzde 2’sinin su olduğu biliniyor. Mars’a indirilen Curiosity (Merak) isimli robot, Mars’ta hayat formları keşfedemedi, ancak bölgede karmaşık organik bileşenlere rastlandı. Bazılarına göre bu durum, Mars’ın geçmişte çok daha sıcak olduğu ve yüzeyinde sıvı su, belki de okyanusların bulunduğu dönemde yaşam formlarına sahip olduğu inancını artırıyor.
Venüs’ün gerçeği
Venüs gezegeni, geçmişte yaşama uygun bir yer olarak hayal edilse de bugün tam bir cehennem olarak değerlendiriliyor. Atmosferinin yüzde 97’sinin karbondioksitten oluşmasının bir sonucu olarak, oluşan sera etkisi sayesinde gezegendeki ortalama sıcaklık 460 derece Celsius’u buluyor. Bu ise çinko, kalay, kurşun gibi metalleri bile eritebilecek bir sıcaklık. Burada hava basıncı Dünya’dakinin tam 90 katı. Sovyetler bu gezegene birkaç kere uzay aracı indirdi, ancak bu uzay araçları söz konusu ekstrem koşullarda sadece birkaç saat çalışabildiler. Ama astrobiyolog David Grinspoon’a göre Venüs atmosferinde, yerden 50 km yukarıda bakterilerin çoğalıp gelişebileceği uygun koşullar var. Ona göre bu bölgede yaşayan bakteriler, sülfürdioksit ve karbonmonoksitle beslenebilir. Dünya dışında yaşam var mı? Bu sorunun cevabını bilmiyoruz. Ancak bilim kurgu yazarı Arthur Clarke’ın dediği gibi, iki ihtimal var: Ya bu evrende yalnızız ya da bizden başkaları da var. İki ihtimal de dehşet verici.