NASA uzayda serbestçe hareket eden gizemli gezegenler tespit etti
Bilim insanları, herhangi bir yıldıza bağlı olmadan uzayın derinliklerinde dolaşan bir dizi gizemli "serbestçe süzülen" gezegene dair kanıtlar elde etti.
Öte yandan bu sinyaller, söz konusu gezegenlerin Güneş’imize benzer bir ev sahibi yıldızla birleşse üretmesi bekleneceği daha uzun sinyaller gibi değil.
Bu nedenle araştırmacılar, bu gezegenlerin bir zamanlar kendi yıldızlarının etrafında oluşup sonrasında daha ağır diğer komşularının yerçekiminin etkisiyle güneş sistemlerinden dışarı atılmış olabileceğini öne sürüyor.
Sinyaller, ilk olarak Albert Einstein’ın öngördüğü “mikromercekleme” ilkesi kullanılarak yakalandı. Bu olay, ön plandaki yıldızların arkalarındaki yıldızlar için büyüteç görevi gördükleri, bu yıldızların da parlaklık patlamalarına benzer şekilde görülebildiği durumlarda gerçekleşiyor.
Bu tür nadir olayların büyük kısmına yıldızlar neden oluyor. Ancak çok az sayıdaki olayın küçük bir kısmı da gezegenlerden kaynaklanıyor.
Bu sinyallerin hiçbir zaman bulunamayacağı korkusuna rağmen yeni çalışmada bilim insanları, diğer gezegenlerden kaynaklanıyor gibi görünen sinyaller tespit etti.
Araştırmanın yöneticisi Manchester Üniversitesi’nden Iain McDonald, “Bu sinyalleri tespit etmek son derece zor” dedi.
Gözlemlerimizde bulanık görüşlü, emektar ve rahatsız bir teleskopu halihazırda parlaklığı değişen ışıltılı binlerce yıldızın ve sahamızda süzülen binlerce asteroidin bulunduğu gökyüzünün en kalabalık bölümlerinden birine doğrulttuk.
Bu karmaşadan gezegenlerin neden olduğu küçük, kendilerine has parlaklıkları çıkarmaya çalışıyoruz ve kaybolmadan önce bir sinyali yakalayabilmek için sadece tek bir şansımız var. Sadece cep telefonu kullanarak otoyolun ortasındaki bir ateş böceğinin tek bir yanıp sönüşünü görmeye çalışmakla aynı zorlukta.
Kepler Uzay Teleskopu asla bu işi yapmak için tasarlanmamıştı. Bu teleskopun birincil görevi, gezegenlerin kendi yıldızları önünden geçerken yarattığı gölgeleri izleyerek başka gezegenler aramak.
Gezegenler ve yıldızların oluşumu
Gezegen oluşumunun, temel olarak genç bir yıldızın etrafında dönmekte olan hidrojen ve helyum ile küçük buz ve toz parçacıklarından oluşan bir gezegen oluşum diskinde başladığına inanılıyor. ‘Çekirdek birikimi’ adıyla bilinen ve gezegenlerin nasıl oluştuğuna ilişkin en önde gelen teoriye göre, toz parçacıkları birbirine yapışarak en sonunda git gide daha da büyüyen katı cisimler oluşturuyor. Bu süreç erken bir evrede durursa, sonuç kayalık ve Dünya benzeri bir gezegen olabilir. Gezegen Dünya’dan daha fazla büyürse, sahip olduğu kütle çekimi diskten büyük miktarda gaz yakalaması için yeterli olur ve bu da Jüpiter benzeri bir gaz devinin oluşumuyla sonuçlanır.
Kaynak: Milliyet